Monday, April 30, 2007

Unutulmayacak bir Nisan ayı, Nisan 2007...

Ortamda bir gariplik vardı, bir terslik... hissediyordum ama isimlendiremiyordum, bu ampulsel hareketmiş meğer beni rahatsız eden, sağdan soldan gelen abuk sabuk haberlerin arasında her an daha çok sıkılıyordum...
Kendin pişir kendin ye tipi bir cumhurbaşkanı seçimi tezgahlamaya başlamazlar mı, insanlarla dalga geçmeside cabası... Adayı açıklamak için erkenmiş zamanı görünce görürmüşüz, gördük evet bizde gördük ama onlar gördüklerini nası atlatacaklar o belli değil işte...
İlk aşama yok saymadır, evet hala bu aşamadalar beyin büyük tramvaları akıl sağlığını korumak için küçük görür, inkar eder yada unutur aynen böyle durumları ama nabızlar 3'e 0,5 nedense.
Cumhuriyet ateşi, laikliğin güneşi tekrar doğdu Ankara'da Tandoğan'da küçük gördüler yada yok saydılar, görmezden geldiler neymiş 70bin kişi katılmış evet 70 bin kişi katıldı 500 binde uzaylı vardı orda ama asıl uzaylı olan meğer onlarmış fransızlar...
Ama işte derste uyumaya alışmış olanlar konudan bişey anlamadılar, cumhurbaşkanlığı için uzlaşma aramak yerine tastikçi noter aradılar, muhalefetle görüşmeden insanlara sormadan, seçmenin %25 oyuyla (40 milyon seçmenin 10 milyon civarı) mecliste 350 küsur adam soktular. Tabi bize vadedilen bundan azdı biz deviz biz deveyiz havalarına girdiler, ama unuttukları önemli noktalar var, mesela:
1- Çekirdek seçmen diyebilecekleri seçmen oranı %5 dir. bilmem neyli görüşün toplam %10 oyu var desek. Patates dinin kurucusu olan zatın partisiyle paylaşırlar 5'er den.
2- unutmamalılar tepki oyu aldıklarını sonuçta tepkili seçmen her an tepkisini yineleyebilir.
3- MHP toparlanmıştır. DYP ve Anapta toparlanmakta ve muhtemelen birleşmektedir. Genç partide ataktadır. Sonuçta deçmenin %60-70 civarı sağa oy verdiğine göre bu partiler meclise girme şansı her an için vardır. Genç parti bu seçimde de zor girer gibi ama daha çok yaklaşacaktır.

GELELİM ANAYASA'YA


Ne kadar sevgili saygılı hükümetimiz başta reddetsede sonradan tekerlemelere başvursada değişmicek olan durum şudur.
İddialarının temeli nedir madde 96 aynen alıyorum "Anayasada, başkaca bir hüküm yoksa, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz."
Ne kadar güzel, peki hükümetimiz bu cümleyi tekrar edip nasıl oluyorsa cumhurbaşkanını tek başına seçebileceğini düşünüyor bilemiyorum. Her tekrarladıklarında aslında kendilerini çürütüyorlar... "Anayasada Başkaca bir hüküm yoksa"

"Anayasa'da başkaca bir hüküm yoksa"



Peki Madde 102 ne diyor, tekrar aynen alıyorum bütün maddeyi:

" MADDE 102. Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağrılır.

Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından otuz gün önce veya Cumhurbaşkanlığı makamının boşalmasından on gün sonra Cumhurbaşkanlığı seçimine başlanır ve seçime başlama tarihinden itibaren otuz gün içinde sonuçlandırılır. Bu sürenin ilk on günü içinde adayların Meclis Başkanlık Divanına bildirilmesi ve kalan yirmi gün içinde de seçimin tamamlanması gerekir.

En az üçer gün ara ile yapılacak oylamaların ilk ikisinde üye tamsayısının üçte iki çoğunluk oyu sağlanamazsa üçüncü oylamaya geçilir, üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğunu sağlayan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Bu oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde üçüncü oylamada en çok oy almış bulunan iki aday arasında dördüncü oylama yapılır, bu oylamada da üye tamsayısının salt çoğunluğu ile Cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde derhal Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri yenilenir.

Seçilen yeni Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder."

2., 3. ve son paragraflar seçimle ilgili detaylar nereye bakmamız lazım ilk cümleye orda ne diyor : "Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir."

A oda ne Anayasa'da başkaca bir hüküm mü yoksa... İlk cümlenin matematiksel denklemini kuralım gelin beraber.

"Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile" = A;
"gizli oyla"=B;
"Seçilir"=C;

denklemi bir araya getirirsek:
(A+B)xC= Cumhurbaşkanı;
Yani
AC+BC=Cumhurbaşkanı şimdi açılımını okuyalım

"Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile"(A)+Seçilir(C)=Cumhurbaşkanı

"Gizli oy ile"(B)+Seçilir(C)=Cumhurbaşkanı

Yani ister birinci ister bininci tur olsun 2/3 milletvekili iştiraki ve gizli oyu olmayan bir seçimde cumhurbaşkanı seçilemez.

Aksi taksdirde zaten halkın temsilciliğine sahip bir cumhurbaşkanı olmaz. 82 anayasasından beklenmeyen bir incelik ama gerçek...

Bu arada CHP'nin bu durumu farketmesi de beni şaşırttı, Sayın Baykal'ın partiyi yönetme şeklini desteklemesemde karanlığa karşı yegane cephanemiz 6 adet ok'tur.

Diğer konulara daha sonra döneceğim şimdik bu kadar :)
Dip dip not:
İstanbul emniyeti 180bin sayısına nasıl ulaştığını açıklamalıdır. Sadece benim bindiğim otobüste 150 kişi katıldı. Orada En azından 1 milyon insan vardı.

Sunday, April 1, 2007

Nisan 1, Nisan 2, Nisan 3 ....


1 Ay Daha Geçer Böylece...
Oldukça uzun sayılabilecek bir aradan sonra tekrar birkaç kelime yazasım geldi, eski yazılarımıa göre erken bir saatte yazıyorum malum iş güç, eskiden olsa saat 02:00 civarı olurdu, şu an 23:58 ...
Bunca zamanda neler yaptım, çok enteresan birşey olmadı tahmin edilebilecği üzere, işe gidip gelme parantezinde arada taksim, sinema arkadaşlar falan filan. Ayın en ilginç veya kayda değer olayı snaırım bir yaşımın daha bitmesi, başka bir yaşa girmem, ha ne değişti diyecek olursanız. Bilmem şimdilik değişen birşey yok :D
Bu ay neler yaptığıma gelicek olursak öncelikle Warcraft 3 oynamaya başladım tekrar. Dota çeviriyoruz akşamları falan zaman biraz daha hızlı geçiyor, sıkılacak daha az vakit kalıyor ama her şey içinde daha az vakit kalıyor... Şekil 1a da temsili bir resim olarak koydum drow rangerın fan art katagorisindeki bir temsili :) alt taraftaki armalarıda ben ekledim, savaşın 4 tarafını temsil ediyorlar (bilmeyenlere not: sol taraftan başlayınca Orc,Undead,Human ve Elf )
300


Sanırım yılın en önemli filmlerinden biriydi 300, Bilmiyorum hikayeyi bilmeyen kaldımı ama genede tekrar edeyim. Persler sağı solu işgal eder, sonunda sıra yunanistana gelir, nitekim görece küçük şehir devletleriyle dolu bir topraktır. İşte atinalılar, spartalılar, moralılar falan kapışıp dururlar normalde, e tabi yumurta gelince (~120bin pers) bir şekilde bu çatışmalar son bulmalıdır. Ama zaman kazanmak lazımdır, senetodan izinsiz bizim kral 300 kişiyle spartaya çıkan dağ geçidini tutup persleri olabildiğince oyalamaya karar verir. Ki oyalarda. İşte savaşırlar falanda filan (izlemeyenlere pek ipucu vermek istemiyorum). Neyse filmi film olarak ele aldığımızda son yılların görsel ve işitsel anlamda en iyi filmi diyebilirim. Savaş sahneleri gayet iyi, yavaşlatılmış sahneler ve ışıkların kullanımı gayet iyi, bunlar dışında filmin tamamı yeşil perde önünde set içinde çekilmiş durumda. Hikaye olarak ele alırsak ki almamız gerekiyor mu emin değilim, normal bir savaş filminin temel hikayesine sahip düşmanlar var onları ya dövmek ya durdurmak gerek araya aşk, falan filan ekleniyor ve film oluyor. Yönetmenin araya koyduğu enteresan sahneler, ve filmin başındaki anlatım gerçekten etkileyici.
Ancak her büyük filmin ardından yapıldığı gibi filminda "şifresini" !!!! çözmeye çalışanlar dolduda taştı. Matrix'i, yüzüklerin efendisini, south park'ı , tom ve jerry'i , şirinleri nasıl belli ideolojilerin aletiymiş gibi göstermeye çalıştılarsa benzer bir şeyi 300 içinde yaptılar. Neymiş İranlılar barbar gösterilmiş yunanlılar yani batı uygarmış, işte amerika saldırmak için alt yapı hazırlıyormuşmuşmuş, birazda farklı açıdan bakalım
Yunanlılar gerçekten uygar olarak mı gösterildi? uygarlığın ölçüsü nedir, başka bir ülkeden gelen elçileri öldürmek uyarlık mıdır? ayrıca dikkat edilirse farklı etnik yapıların bir arada yaşadığı ülke sparta değil, persler. peki Perslerin neresi barbar açıkçası sadece fiziksel görünüşü barbarlığın ölçüsü yapmak nasıl bir mantık anlamak zor ayrıca yüzüklerin efendisi için savunulan işte esmerler kötü sarışınlar iyi savı pek tutmuş gibi değil sparta kralı gayet kara kaşlı kara gözlü gibi geldi bana, eğer yanlış görmediysem. Ayrıca Persler el bombası benzeri bier şeylerde kullanıyor, ve spartalı amcalar bunu büyü şeklinde açıklıyor burda da bir uygarlık ölçüsü var mı yok mu bilmem.
Birde şu amerika benzetmesine gireyim amerika neymiş spartalılar gibi uygarlığı savunuyormuş,mesela ırakta yaptığı gibi veya iranda yapmayı planladığı söylendiği gibi nasılmış açıkçası anlamadım öncelikle saldıran kim? Amerika saldırıyor, yoksa yanılıyor muyum? Kendini tanrılaştıran veya ilahi güce sahip olduğunu iddia eden kim Persler, unutmayalım Bush bey'de tanrı tarafından seçildiğine dahil birşeyler söylemişti. Yunanlı kralımız inanç açısından bizimkilerin "Allah'sız " katagorisine girmiyor mu? Bushla uzaktan yakından ilgisi yok, Ayrıca son sahne gayet ırak savaşındaki sonuçları vurguluyor diyorum ve 300 defterini kapatıyorum :D

Birazda Sanat ;)
Bu ay çok fazla çalışma yaptım mı açıkçası pek hatırlamıyorum, bir resimler kategorime bakıp bulduklarımı ekliyorum :D İlk resim "Ada" gördüğünüz gibi işte biraz resim tekniğimi dğeiştirdim.
Sevdiğim konular işte deniz gemiler alevler :) adalar arkadaki martılar :D eski yaptıklarıma göre birazda ha uzun sürede resimi bitirmemi sağlayan bir teknikle yaptım. Beğenilerinize :D
Biraz boşluk yapayim :D
Şekiller nedense düzgün yerleşmedi artık kusura bakamayın :D




Bu Resimede çok enteresan nedense "el-el" ismini vemişim :D deneysel çalışmalarımdan biri sade bir güzellik :D enteresan bir şekil aslında güzel afiş olabilir bunlardan. Ama MS paint ile oldukça zor :D biraz arayıp bir iki tool baksam güzel olabilir belki ama görmek lazım önce :D

"Gece Gündüz" valla çok fazla birşey yazamayacağım ne zaman yaptığımı bile tam hatırlamıyorum kesin çok önemli bir mesaj veriyorumdur ama :P hatırlayınca söylerim artık kısmet :D Bunlar dışında bir ara unutmazsam kağıt üzerinede bişeyler çiziktirecem ama çok unutkanım hiçte vakit yok falan filan feşmekal veya nası yazılıyosa işte ondan :P

"kibrit" daha öncede belirttiğim gibi ateşli figürlerin bol olduğu bir ay olmuş gördüğünüz gibi bir kibrit var ne kadar entersan değil mi :D

Sağdaki resmin ismide "fon" have fun diyorum artık uzatmak istemiyorum nediyim yani illa bişeyler mi demem gerekiyor. :D

Bunlar dışında hobi olarak maket işine girmek istiyorum ama şöyle ağzıma layik bir maketle karşılaşamadım basit birşeylerden başlamak mı lazım acaba bakalım zamanla görücez :D değil mi :D

Evet Birde Başka Meseleler,
Özgür Yazılım?!
Son dönemin favori sözü özgür yazılım, temeli eğer yanlış anlamadıysam işte kaynağımızı açalım insanlar baksın geliştirsin, daha iyi hale gelsin, sonra bizim yaptığımıza başkaları baksın geliştirsin onlar daha ileri götürsün şeklinde ilerleyen bir süreç oluşturmak. Felsefe tamam kim böyle bir gelişimin karşısında olabilirki ama evet kocaman bir AMA ticari anlamda "özgür yazılım"'ın mı bedeli (bedelin küçük bir kısmı ücrettir) daha büyük yoksa lisanslı yazılımın mı? bunu düşünmek lazım. İşte kendilerini "özgür yazılımcı" olarak tanımlayan (özgürlüğü enteresan bir şekilde ele alıyorlar bence lisanslı yazılım kullanma özgürlüğümüz yok mu?) kişiler kendilerine karşı fikir beyan edenleri "microsoftçu","bill gatesci" hatta "amerikan uşağı"na varacak şekilde itham altında bırakıyorlar, çok ilginç bir yazılımcı olarak microsoft içinde çalışma fırsatı verilse acaba reddedebilirler mi, bu düşünce akımının başındaki insanlar nedense hep dünya devi şirketlerden değil mi? yanılıyor muyum?.
Temel düşüncemi açıklayayim, temelde yazılımı bir mühendislik olarak ele alıyorum, tabiki klasik bir mühendislik kadar fiziksel dünya üzerinde değil ama temelde mühendisliğin amaçlarının tamamına uyduğunu düşünüyorum var olan teknolojilerden yararlanarak insanların ihtiyaçlarını karşılamak, yani bilimi kullanmak. Bu yüzden temelde yazılımı diğer mühendisliklerden ayrı ele almayı gereksiz buluyorum ve şöyle bir sav sunuyorum "Mersedes veya ferrari motorunun çizimlerini ve diğer aerodinamik detaylarını internete koyuyor mu? veya nokia veya sony cep telefonu veya diğer ekipmanının üretim planını açıklıyor mu, peki onca araştırma, emek ve zaman alan bu çalışmaları açıklaması gerekli mi, kendi geliştirdiği bu çözümleri kendisine saklayıp kar etmesi hakkı değil mi? o zaman ben neden "Hello World" yazdıran programımın kodunu insanlara açayim ki eğer para kazanmak istiyorsam (tekrar belirtiyorum akademik amaçlı çalışmaları ele almıyorum). Tabi buna karşıda söylicekleri hazır işte kendine uygun geliştirebilirsin veya güvenlik, sistemin karmaşıklığına göre kendimize uyarlayabiliriz doğru, ama sistem fazla karmaşıksa yaptığımız değişiklik sistemi bozmaya kadar gidemez mi veya sistemin dökümantasyonu ne kadar doğru, veya güvenlik kaynak kodun açık olması bir yazılımı güvenli mi yapar 10bin 20 bin 100bin satırlık bir kodun açık yada kapalı olması arasındaki fark nedir? Tamam 100bin kişi bakıyor bu koda peki içlerinden kötü niyetli bir kişi çıkamaz mı bu insanların gözlerinden çıkamaz mı? Peki kodun kapalı olması onun kötü niyetli olduğunun mu işaretidir. Açıkçası işlemcimizin gerçekten düşündüğümüz gibi çalıştığına emin miyiz kötü niyetli olmasın hemen birer elektron mikroskobu bulup transistörleri tek tek inceleyelim. Ve Şahsen en önemli noktaya gelicek olursam söz konusu "özgür yazılım" için gerektiğinde bir sorumlu bulunabiliecek mi? olası bir olumsuzlukta zararımızı karşılayacaklar mı, veya garanti süresi var mı? şikayetimizi kime bildiricez o kodu geliştirin 100bin kişiden sorumlu kim? Sorumlusu bulunmayan bir ürünü kullanır mıyız? Abi 10 bin kişi birleştik herkes bi vida taktı araba yaptık buyur bin deseler o arabaya biner misiniz? veya o televizyonu buz dolabını alırmısınız?
Biraz Müzik
Bu ay Morrissey falan dinledim oldukça güzel keyifle dinleniyor alternatif diye bilirim, tavsiye ederim :)
Eurovizyonda yaklaşıyor kenan doğulu bu sene ne yapar derseniz ilk 5 olabilir derim genel olarak çok sıra dışı bir yarışma beklemiyorum, örneğin bir Lordi yok malesef, bunların dışında bu sene İzlanda ve Çek Cumhuriyeti'nin parçaları ilgi çekici sanırım çeklerin ilk yarışması olacak hep beraber oy atalım :D ben atıcam valla 2-3 tane :D
Avrupa Kupası Elemeleri
Avrupa kupası elemelerinde yunanistanı yendik, ardından norveçle berebare kaldık. Açıkçası iki maçıda fazla izleyemedim sondan başlıcak olursam norveçin yediği goller gayet komik :) yunanistaninkilerde benzer şanslı birkaç hafta geçirdik andak iddaa da okadar şanslı değildim ingiltere, almanya ve finlandiya sağ olsun -5ytl durumuna geçtik artık ilerde olumlu yönede döneriz umarım :D
Bu Ay Neler Yapsam
Öncelikle kitap okumak istiyorum artık, birikti kitaplar, daha sonra önceki dönemde yazdığım ama daha uygulamaya geçiremediğim konular var onlar üzerine yoğunlaştıracağım :D Battlestar Gallactica izlemeye devam edeceğim,...

İşte böyle zaman geçiyor :D
Dip Notlar:
-- Yazarken atlamışım ben 300 ü sevdim mi :D güzel bir filmdi sevdim sayılır , niçin sevdim değil kısaca söylemem gerekirse filmin fragmanı çooook fazla iyiydi, belki gelmiş geçmiş en iyi film fragmanıydı e fragman böyle olunca insan çok şey bekliyor, çıta yükseliyor :D
-- Ayağımda hala nasır var (Aslında ne yazıcağımı unuttum ve silmeye üşendim :D)
-- Havalar ısınsın artık. (İsyanın yaradana modu = 1)
-- Gima endilere AAA pil istiyorum :)

Görüşmek üzere :D